Yaşar Geler

Devlette ahlak ve eğitim gerçekten çok ciddi bir konudur. Tabii ki devlet demek toplumların siyasal olarak örgütlenmiş tüm birimlerinin toplamıdır.

O halde devlet demek toplum demektir. Hatta devleti oluşturan tüm sosyal ve siyasal örgütlerin bütünüdür. Bu kadar ciddi bir oluşumda da mutlak ahlaklı olmak gerekir. Yani devleti yönetenlerin tüm kamunun ahlaklı iş görmesi gerekmektedir. 

 

Ancak, ne yazık ki devlette de zaman zaman bireylere ya da topluluklara karşı acımasızlıklar, yanlışlıklar ve yönetici ya da uygulayıcılar tarafından yanlış uygulamalar yapılmaktadır.

Zaman zaman görevlilerin yanlış iş yapmaları nedeniyle ahlak bozulması da yaşanmış olmaktadır.  Bu nedenle de kamu iş görenleri ve yöneticilerinin doğru kamu yöntemleri ve yönetimleriyle hareket etmeleri mutlaktır.

 

ÇÖZÜM:

 

Kamu yöneticilerinin liyakatli, iyi eğitimler almış, donanımlı, birikimli ve ehil insanlardan seçilmiş olmaları gerekmektedir. Yani kamuda adama göre iş değil, işe göre adam alma ya da çalıştırma olmalıdır. Bunun ucu da yine iyi bir eğitime çıkar. Eğitim almamış, iyi donanmamış bireyler kamuyu da kamu yönetimini de zora sokar. Bu nedenle diyorum ki ille de eğitim, ille de eğitim. İlle de ahlaklı bir eğitim…

Herkese, her kesime en üst düzeyde ahlak eğitimi verilmelidir. 

Tüm kamu yöneticileri de bu yönde yetiştirilmiş donanımlı yani liyakatli bireylerden seçilmelidir.