içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

DERTLER...

Dertler derya oldu,

Dert bir değil elvan elvan,

Elektrik, yol, su, gıda, petrol, ulaşım, döviz, altın, faiz, askıda ekmek, giysi, eşya, tarım, turizm

Elektrik yüzde yüz elli, yüzde iki yüz…

Su yüzde yedi…

Doğalgaz yüzde bilmem kaç?...

Ulaşım ha keza öyle. En yakın mesafe dolmuş indi-bindi beş altı lira…

Belediye otobüsünün indirimli bilet fiyatı bile beş buçuk lira.

İstanbul Kars uçak bileti iki bin lirayı geçmiş. Otobüs bileti binlere dayanmış.

Ya bir de okullar açıldı. Okul masrafları aldı başını gidiyor. Her gün onlarca insan eğitim malzemesini alamadığı için feryat figan ediyor. En ucun okul forması beş altı yüz lira. Ya ayakkabı, çanta, vb… diğer ihtiyaçlar. Öğrencinin günlük yemek masrafı, kurs ücretleri vs.

Ya okul servisi ücretlerine ne demeli… En yakın yerler üç- dört yüz liradan başlıyor. Esnaf da haklı vatandaş da.

Ya bir de kiralara ne demeli. Bin liralık daireye (ona da daire denilirse) beş bin altı bin lira istiyorlar. Birde tadilatı onarımı vs. Biraz mükemmel dairenin fiyatı yedi sekiz bin liradan başlıyor. 

Kentsel dönüşüm nedeniyle binlerce konut kira ihtiyacı çıktı, tabi bu arada da fırsatçılara gün doğdu. Kafasına göre fiyat belirliyor insanlar. Taşınma ücreti en yakın bir sokak ötesi dört bin liradan başlıyor. Uzak mesafeleri hiç saymıyorum. Devletin desteği devede kulak kalıyor. 

Petrol fiyatları desen tam gaz ileri. Hatta dünyada düşse bile bizde yine yükseliyor. Bir gün bir lira indirim geliyor iki gün sonra iki üç lira zam. Gel de yaşa.

Dolar zirvede her geçen gün prim yapıyor, bizim TL değer kaybediyor. Tüketicinin alım gücü kalmayınca dertler derya olup akıyor.

Toplum, pahalılıktan, uyuşukluktan ve vurdum duymazlıktan kitap okumayı, sinemaya, tiyatroya, tatile gitmeyi unuttu bile.

Bunun yanında gözle görünür bir harcama çılgınlığı da beraberinde gidiyor. Nasılsa herkesin cebinde bir kredi kartı. Neredeyse tüm yeme içme mekanları tıka basa dolu. Birçok yerde aracını park etmeye yer bulamıyorsun. 

Gel de dertlenme… Bir yerde kaymak tabaka ve mutlu azınlık, diğer tarafta gariban dar gelirli, bordro mahkûmu mutsuz çoğunluk.

Demokrasilerde azınlıklar çoğunluğa tabi olurken, bizlerde çoğunluklar azınlığa tabi olmuş durumda. Oysa ki azınlıkların varlığı da çoğunlukların elindedir. Genelde üreten çoğunluk ama rahatça tüketen azınlıklar…

Anadolu’da, adamın hayvanları var süt üretiyor. Şimdilerde litre fiyatı dokuz lira gibi söyleniyor. Toptancılar gelip köylünün elinden daha sağılmadan anlaşma yaparak sütünü alıyor. Sütü üretip satan insan çocuğuna bile ürettiği sütü içiremiyor. Peynir öyle, bal öyle. Köylerde saçlarda ekmek pişmez olmuş, yumurta bile köy bakkallarında dışarıdan getirilerek satılıyor. 

Anadolu insanı dertlenmesinde kim dertlensin?

 Şehirde yaşayan insan dertlenmesinde kim dertlensin?

İşte, o yüzden diyoruz ya derler derya olmuş, dert bir değil elvan elvan!

Allah, dar gelirli vatandaşa yardım etsin.

Yaşar GELER

Bu yazı 5523 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum