içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Serhat İllerinin Yiğit Yüreği Saffet Kaya

İnsanlar, çeşit çeşittir. Her biri farklı fıtratta yaratılır, her biri kendine has mizaçları ile yaşarlar. Bu açıdan bakınca herkesin kendine dönük yönleri vardır. Hepsi Allahın kulu, hepsi varoluş çabası verir. Lakin bazı insanlar vardır ki Cenab-ı Hak tarafından bazı niğmetler bahşedilmiştir ve öyle yaşarlar. Kimine makam verilir, kimine mal mülk. Kimine karakter örneği davranışlar, kimine nemelazımcı yanlar. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. İşte bunların somut tezahürlerinden biridir SAFFET KAYA. Serhat illerinin yiğit delikanlısı. Kafkaslarda esen sert rüzgarların etkisiyle sert görünümlü merhamet yüklü yüreğe sahip bir insan. Ahıska topraklarının etrafına yansıyan bereketi yaşamının ta içlerine almış ve bunu var gücüyle paylaşmaya çalışan güzel insan. Bizler için Ahıska başkadır. Kafkasya başkadır, serhat illerinin acılarını yüreğine gömmüş toprakları başkadır. Kısacası o topraklarının evladı olmak başkadır. İşte sayın vekilimiz Saffet KAYA böyle biridir ve başkadır. Yukarıda belirttiğim gibi bazı insanlar bu meziyetle yaşarlar ve bu niğmetlerle hayatlarını idame ettirirler. Şükür olsun ki onu tanımış olduk. İyi ki tanış olmuş olduk... Elbette bizim de heyecanlarımız var, bizim de hayallerimiz. Onca işinin, yoğunluğunun arasında duygularımıza tercüman olması bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. İmanımız gereği bir yapımız var ki Allah bildiğimiz üzre yaşamayı nasip etsin. Bunun adı iyiliksever ve hayırsever olmak. Yanlışa yanlış demek, doğruyu eyvallah diyebilmek. Kimsesizin kimsesi olmak, yalnızın yoldaşı, öksüzün ana şefkati, yetimin devlet merhametiyle yaşamak. İşte Saffet ağabeyde bunları gördüm. Beş bin yüreğe dokunup, burs vermek, "nasip olursa on bine çıkaracağım" diye kendince bir hedef koyup dünyanın en güzel sermayesine nail olmak. Bu dünyanın geçiciliğini bilerek, giderken götürebileceğimiz en güzel zenginliği götürebilmek. İyilik... Saffet vekilimizin ısmarladığı çayımızı yudumlarken "memleket meseleleri" yarenimiz oldu sanki. İşte çayın da lezzeti buydu. Erenlerin çayı sevdiğini söylerler. Esasında çayın içildiği anda dostlarla olan muhabbetin lezzeti olduğunu cümle alem bilir. Belki "kırk yıl hatır" dediğimiz şey budur. Saffet vekilimizden aldığımız heyecan ve şefkle yanından ayrıldığımızda "işte bu memleket böyle güzel insanlarla ayakta" diyerek perçinledik veda günümüzü. Allah sayılarını arttırsın. Gücüne güç, ömrüne ömür katsın. Bir daha vurgu yapmamız gerekir ki öğrenci bursu başkadır. Karşılıksız o kadar gence burs vermek, verdiği sayı kadar başka gönüllere ulaşıp onlara dokunabilmek ve bunu bir yaşam gayesi olarak kendine görev biçmek ayrı bir pencereden bakmamızı gerektiren ulvi bir davranıştır. Bize düşen alkışlamak, dua ederek sayılarının artmasını dilemektir. Var ol Saffet ağabey, var ol Saffet vekilim. Gün gelir yine sohbetin belini kırar, memleket havalı muhabbetini tadına varırız. Çünkü Türk Dünyasının sevilen kalemi, Cengiz AYTMATOV'un dediği gibi "gün olur asra bedel". Çünkü biz biliriz ki, biraz oradan biraz buradan konuşmak bile bizim serencamımızdan kaynaklıdır. Bu acılardan ders çıkarmayı bir mesele yapar, kendimize dert eyleriz. Eyleriz ki gelecek neslimize muştular salarız Ankara'dan. "Hele biraz daha gayret, hele biraz daha sabır" diyerek yeryüzünün en güzel işlerini, Cenab-ı Hakkın bize verdiği en güzel niğmetlerden olan merhameti ve merhametli yaşamayı sevdirmeye geliyoruz. Biraz daha sabır, biraz daha gayret diyoruz...Gönüllerin şehri, Selçuklu başkenti Konyamızdan baki selam, saygı ve muhabbet diliyorum.

Bu yazı 162275 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum