içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Nezaketine Kurban Olduğum Ülkem;TÜRKİYEM

Dünyanın değiştiğini, değişeceğini söyler dururuz her zaman. Teoriler üretiriz, öngörülerde bulunuruz, gelecek tahminleri yaparız... Fakat bütün değişmeler içinde değişmez olan bir şeyler var ki, asıl bizi yaşatan, vareden bu güçtür. Milletimizi yaşatan ve mazlumların umudu yapan şey; yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma duygusu, yaşlılara ve kimsesizlere ailesi gibi bakmayı emreden törel değerleri,  komşusu açken uyuyamayan ve "Kenar-ı Dicle'de bir kurt kapsa koyunu" hesabından kendini sorumlu tutan irfan kültürümüzdür.... Bizi yaşatan ve gelecekte de varedecek olan bu değerlerdir... Konjoktür çıkarlar değil, yüksek insani hasletlerdir...

 

Aksine dünya, giderek metalaşıyor, robotlaşıyor ve hissizleşiyor... Dünyanın kalbi kuruyor değerli dostlar. Pragmatizmin fetiş hale getirdiği çıkar merkezli düşünme, kapitalist sitemin bencillik bunalımlarıyla hızla sona doğru giderken, dünyanın umudu olacak filizlenme yine Büyük Doğu'dan gelecek... Özellikle güzel ülkem Türkiyem, insanlığın umudu olacak tarihi bir perspektife sahiptir. 

 

Her ne kadar sıkıntılar yaşasak da güvenlik görevlilerine sipariş veren Burhan Amcanın zerafeti, emniyeti ve memnuniyeti, kurtuluşumuzun muştusu olacak değerleri içermektedir... Dünyanın hiçbir yerinde kriz anında en zayıf/ çekinik (recessive) konumdaki bir insanın, bu kadar sakin ve emniyet içinde kendini ifade edemez, kendini bu kadar değerli, bu kadar baskın(dominant) hissedemez; "1 kilogram pırasa, Çarşamba pazarında taze fasulye gördüm, yarım kiloğram fasulye. Bir de poğoça alır mısın, poğaça; penirli veya zeytinli. 4 adet yeter..."  Dünyayı sarsan krizin etkisiyle evine kapanan yaşlı, kimsesiz Burhan Amca kendinden emin; çünkü onu düşünenler var... Burhan Amcanın taleplerini dinleyen güvenlik elemanı oldukça saygılı, edepli ve dikkatli; çünkü kültür kodları ona öyle emrediyor... Metalaşan, robotlaşan ve kalbi kuruyan dünyanın işte tam da bu umuda ihtiyacı var. Bu sahneyi önemsemeliyiz...

 

İnsan karakteri, krizlerde, zor anlarda ortaya çıkar. Normal zamanlarda söz üzre herkes cesur, herkes yardımsever ve herkes nezaketli olabilir, ama kriz zamanlarında kendi ihtiyacı varken elindekini komşusuna vermek, kendisi yaralıyken başkasının yardımına koşmak, zalimin karşısına dikilip doğru olanı savunmak; gerçek anlamda erdemdir ve kahramanlıktır... Dünyayı sarsan kriz anında Burhan Amcaya karşı güvenlik elemanlarının edebi ve samimi ilgisi, bizim en büyük zenginliğimizdir. 

 

Son korona belasıyla dünya ağır bir sınav veriyor; uzay madenciliği için gezegenlere füzeler gönderen ülkeler basit bir maskeye muhtaç oldular, tıbbi malzeme taşıyan kargoların önü kesiliyor ve adeta gasp eder gibi kendi ülkelerine yönlendiriyorlar... Bütün bunlara rağmen bir aydır Austin'de sipariş ettiğimiz maskeye daha bugün ulaştık; yarısını almışlar. Yani 10 maske ücreti ödedik, ancak bir ay sonra 5 maske gelebildi. Şaka gibi değil mi.. Bugün Trump "The postal service is a joke/ Posta ofisimiz şaka gibi " dedi. Gerçekten şaka gibi. Kriz sezgisi, halkı -biraz da geleneksel kültürün etkisiyle- müthiş bir silahlanmaya itmiş. Hoolywood, yıllar önce virüs salgını gibi kriz zamanlarında yağma senaryolu filmler de üretmiş ve halkı  adeta buna hazırlamış durumda. Herkes kendine kapalı, tutuklu ve herkes kendi derdinde... Burada aracını kiraladğım Michael, madalyalı bir savaş kahramanı; ama şu anda felçli ve bakıma muhtaç durumda ve bir bakımevinde kalıyor. Yakınlarından hiç kimse onu görmeye gelmiyor. Lakin Türk dostları evladı gibi onun her ihtiyacını karşılıyorlar. Bu durmudan Michael oldukça memnun,  "Ben de Türk olacağım galiba" diye şakayla memnuniyetini belirtiyor. 

 

Amerika, bireysel yeteneklerden bir sistem başarısı çıkarmış bir ülke. Dünyanın her yerinden en zeki insanları devşirip onlara inanılmaz imkanlar sağlamış ve elde ettiği sonuçlarla dünya hakimiyetini kurmuş... Ne pahasına olursa olsun başarı, anlayışı; zamanla başarılı ama insani yönleri zayıf, duygusuz bir neslin yetişmesine zemin hazırlamış. O da Amerikan'ın en zayıf yanlarından birini oluşturuyor. İnanılmaz derecede büyük projeler yapan bir devlet, en küçük  operasyonlarada çaresiz kalıyor; dağları deviren dev, ayağına batan dikeni çıkarmakta zorlanıyor. Bizim insanımız daha çözüm odaklı ve daha yüksek bir organizasyon yeteneğine sahip. Onların iş disiplini ve çalışma anlayışı ile bizim  'yerdeki karıncaya ulu bir nazarla bak'an  irfan kültürümüzü birleştirmemiz gerekiyor. 

 

Evrenin umudu olan dünyayı, makinalar, robotlar ve çift tepkili uzay motorları değil;  dünyanın umudu olan insan kurtaracak...


Mazlumların umudu olan güzel ülkem; nezaketine kurban olduğum Türkiyem, Tanrım seni nazardan korusun...

Ramazan KORKMAZ
24 Nisan 2020- AUİSTİN/USA

Bu yazı 10446 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum