-
Necmettin Aslan
Tarih: 30-10-2025 21:01:00
Güncelleme: 30-10-2025 21:01:00
Sobalı Köy Okullarının Sıcaklığı
Dün Demiralpi Ataköy İlköğretim okulundan almaya gittim Sınıfı 16 Kişilik modern teknolojiyle donaltılmış bir sınıfı görünce beni ister istemez kendi çocukluğuma götürdü. Okuduğum köy okulu kar kış soğuk tezek le yanan sobalı okulumuz hatırıma geldi
Dışarıda tipi uğuldar, kar taneleri göz gözü görmez bir hâl alırdı. Ama sınıfın kapısından içeri girer girmez bambaşka bir dünya başlardı: ortada yanan soba, etrafında toplanmış çocuklar… Sadece ellerimizi değil, yüreğimizi de ısıtan o soba, köy okulunun gerçek kalbiydi.
Siyah önlükler…Beyaz yakalar... Kimi yer yer yırtık, kimi kardeşten kalma… Ama hepsinde tertemiz bir umut vardı. Parmaklarımız sobaya doğru uzanır, ısınan ellerimizle defter sayfalarını çevirdiğimizde öğrenmenin ve hayata tutunmanın kıpırtısını hissederdik. Küçücük eller, sabır ve sorumlulukla büyürdü; bir el sobaya tezek atar, diğer el arkadaşına yardım ederdi.
Sabahları, kar dizimize kadar olmuş yolları aşarak okula gelirdik. Ellerde eldiven, başta atkılar, ama üşüme yok; çünkü okulun kapısından girince soba vardı… Sadece sıcaklık değil, sevgi vardı. Öğretmenimizin şefkati, arkadaşın ekmeğini bölüşmesi, sobadan yükselen tezek kokusu… Hepsi birer anı değil, yüreğimizde yaşayan birer sığınaktı.
Sobanın başında sırayla oturur, tezek atmayı, kül kovasını boşaltmayı öğrenirdik. Küçücük sorumluluklarla, büyük bir hayat dersi alırdık: paylaşmayı, sabretmeyi, birlikte gülmeyi… Soğuğun yerini dostluk, yalnızlığın yerini kahkaha alırdı.
Bugün akıllı tahtalar, merkezi ısıtmalar, parlak sınıflar var. Ama o sobalı okulun sıcaklığını hiçbir teknoloji veremiyor. Çünkü o sıcaklık odunla değil, insanlıkla yanıyordu. Sobanın etrafında öğrendiğimiz değerler, hayatın en kıymetli dersleriydi:
dayanışma, sevgi, sabır.
Ne zaman soğuk bir sabaha uyanıp pencereden karın sessizliğini izlesem, gözümün önüne o soba gelir. Üzerinde kaynayan çaydanlık, etrafında toplanmış gülüşler, defter sayfalarının hışırtısı… Kokusuyla, sesleriyle, saf sevinciyle çocukluğumun en sıcak ve en güvenli anıları…
Sobalı köy okulunda okuyanlar, neredesiniz? Belki şimdi farklı şehirlerde, farklı hayatların içinde yol alıyoruz. Ama eminim, hepimizin içinde hâlâ o sobanın sıcaklığı var. O soba, sadece sınıfı değil, yüreğimizi de ısıtmıştı. Ve o sıcaklık, hiçbir zaman sönmedi…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- "Ardahan’da Bir Nostalji Yolculuğu
- İstanbul’un Kalbinde Saklı Masal
- Doğru Yerde Değerini Bulmak
- Ardahan’da Gençlik: Büyümek, Üşümek ve Aşık Olmak
- Dünya: Masum Bir Çiçek mi, Yoksa Kudretli Bir Fırtına mı?
- Bir Yüreğin Ardahan’a Sığdığı Günler
- Gölge Değil, Rehber Olan İnsan
- Ağlama Ey Cân, Dağların Yazdığı Şiirdir Yüreklerimiz
- Kızını Oynatıp Para İsteyen Baba Kılıklı Cani!
- Naber Bebiș Sendromu: Sahnede Kahkaha, Sokakta Kıyamet
- Sahte Karakolun Gerçek Hikâyesi
- Ben Çıldır Gölü...
FACEBOOK YORUM
Yorum