içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

İstanbul da Tarih İçerisinde Tarih Aksaray

Yazılarımda Güzel İstanbul un semtlerin anlatmaya devam ediyoruz. Buyazıda sizlere İstanbul Aksaray ı anlatmaya çalışacağız.

Aksaray bir zamanlar Bizans’ın en önemli meydanlarından biri olan Bovis Forum’un olduğu yerde kurulmuş, bugünkü adını ise Fatih Sultan Mehmed’in sadrazamı İshak Paşa’nın XV. yüzyılda Anadolu’dan getirip buraya yerleştirdiği Aksaraylılar’dan almış. 1918 yılında Fatih’te çıkan korkunç yangından sonra hayatta kalanlar Tayyare (HarikzedeganApartmanı’na yerleştirilmişler. 124 daire ile 25 dükkandan oluşan ve Kemaleddin Bey tarafından tasarlanan bu kompleks İstanbul’da yapılan ilk betonarme bina olma özelliğini taşıyor. Günümüzde ise Crowne Plaza Hoteli’ne ev sahipliği yapıyor.

Beyazıt tarafına doğru yürüdüğünüzde İstanbul Üniversitesi Edebiyat ve Fen Fakültesi olan Avusturya tarzı bir yapı göreceksiniz. Bina 1942 ve 1944 yılları arasında Sedad Hakkı Eldem ve Emin Onat tarafından yapılmış. Eldem’in Zeyrek’teki ödüllü SSK binalarını da yaptığını hatırlatalım.

Laleli Camii
2009’da restore edilen, taş ve tuğla kullanılarak yapılmış bu zarif cami külliyesi, Sultan III. Mustafa (1757-74) için 1759-1763 yılları arasında Mehmed Tahir Ağa tarafından barok üslubunda inşa edilmiş. İstanbul’da külliyesiyle yapılan son camidir Laleli, bu tarihten sonra inşa edilen camiler için külliye binaları yapılmamış. Laleli külliyesinden sebil ve imaret hala ayakta. Bugüne ulaşabilen türbede ise III. Murad ve oğlu III. Selim yatıyor. Restore edilmiş Büyük Taş Hanı ya da diğer adıyla Çukur Çeşme Hanı’nın da cami külliyesine ait olduğu düşünülüyor. Fethi Bey Caddesi’ndeki köşede yer alan han, 1980’li yılların sonuna kadar kereste deposu olarak kullanılmış. Geçirdiği özenli restorasyondan sonra geri kazanılan han şimdilerde hoş bir kahveye ev sahipliği yapıyor. İçilen çayın tadı da, hışırdayan yaprağın sesi de bir başka. Bir yokuşun üstündeki Laleli Camii’nin zemininde kıyafet satan birçok dükkan yer alıyor. Türbenin dış duvarlarındaki kuş evleri dikkat çekici. Cami özellikle akşam ışıklandırıldığında muhteşem gözüküyor.

Koca Ragıp Paşa Kütüphanesi
III. Mustafa’nın bilge veziri Koca Ragıp Paşa için 1762 yılında yapılan bu komplekse Mehmed Tahir Ağa’nın eli değmiş. Aynı zamanda bir şair olan Ragıp Paşa şehrin çeşmelerini süsleyen pek çok beyit yazmış. En büyük sadrazamlardan biri olarak kabul edilen Paşa, kütüphanenin avlusunda yatıyor. 1999 depreminde zarar gördüğü için türbesi ziyarete kapalı.

Bodrum Camii (Myrelaion Kilisesi)
920 ve 922 yılları arasında İmparator I. Romanus Lecapenus’un (920-44) sarayının yanında inşa edilmiş bu küçük, şirin kilise. Muhtemelen imparatorun eşi Theophano, kiliseyi bir manastıra dönüştürmüş ve hayatının son günlerini burada geçirmiş.  Bina XV. yüzyılda Mesih Ali Paşa tarafından camiye çevrilmiş. Bizanslı Paleolog Hanedanı’ndan gelen Mesih Ali Paşa aynı zamanda 1479’da başarısızlıkla sonuçlanan Rodos saldırısının da mimarı. Cami “Bodrum” adını, altında bulunan ve caminin yüksekliğinin komşu binalarla eşit olmasını sağlayan mahzenden almış.

Valide Sultan Camii
Trafiği yoğun Ordu Caddesi ve Atatürk Bulvarı’nın çevrelediği Valide Sultan CamiiII. Mahmud’un eşi ve Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan için 1871’de yapılmış. Planının Sarkis ve Agop Balyan tarafından çizildiği, mimarının ise İtalyan Montani olduğu sanılıyor. Neogotik tarzda yapılan ve ön yüzündeki süslemelerle dikkati çeken bu muhteşem yapı, klasik cami üslubundan oldukça farklı yapılmış. Küçük olmakla beraber yüksek kubbesi, tek şerefeli iki geniş minaresi, geniş iç mekanı dikkat çeken özelliklerinden bazıları. Bunların yanısıra, altın yaldız ve mavi renklerin kullanıldığı iç dekorasyonu takdiri fazlasıyla hak ediyor. Aksaray tarafındaki kapısı ise Osmanlı taş oymacılık sanatının nadide örneklerinden biri. Çeşme, kütüphane ve valide sultan için yapılan türbe külliyenin diğer yapıları. 2009 yılında restorasyondan geçen cami, yoğun trafikten çok etkileniyor. Bu muhteşem eseri gördüğünüzde “başka bir ülkede olsa nasıl korunurdu, etrafına böyle yollar yapılır mıydı?” diye düşünmeden edemiyorsunuz. Valide Sultan’ın adını taşıyan Atatürk Bulvarı’ndaki Pertevniyal Lisesi 1872’de inşa edilmiş bir binada eğitim veriyor.

Murad Paşa Camii
Cami sıklıkla gözardı edilir, önünden günün hızlı temposu içinde geçenler farketmezler bile. Adnan Menderes tarafından, tarihi şehrin ortasına yapılan Vatan ve Millet isimleri verilen geniş caddelerin arasına sıkışmıştır. Cami 1473 yılında, fetihten tam 20 yıl sonra inşa edilmiş. Girişinin üstündeki harika yazıtların, Topkapı Sarayı giriş kapısının hatlarını da yapan usta hattat Ali Sofi’ye ait olduğu sanılıyor. İçerisi dışarıdan görüldüğünden daha da geniş.

Fenari İsa Camii (Konstantin Lips Kilisesi)
Alışılmamış bir isimle karşı karşıyayız! Konstantin Lips isimli kişi gerçekten yaşamış ve İmparator Bilge Leo (886-912) ve Konstantin Porphyrogenitus (913-59) zamanında sarayda çalışmış. Beş yarım kubbeli kilise Vatan Caddesi üzerinde yer alıyor. Theotokos Panachrantos’a, (Tanrı’nın Kusursuz Annesi) adanmış ve 907 yılında yapılmış. Kiliseyi diğerlerinden ayıran en büyük özellik dört şapele sahip olması. VIII. Michael Palaeologus’un (1259-82) eşi İmparatoriçe Theodora hemen yanda, kiliseye bitişik bir kilise daha inşa ettirmiş. Vaftizci Yahya Kilisesi’nin üç yarım kubbesinden biri Konstantin Lips Kilisesi’nden alınmış. Hepsi bir araya geldiğinde iki kilise ve yedi yarım kubbeden günümüze kalan altı yarım kubbe olağan dışı bir görüntü sergiliyor. Kilise XV. yüzyılda Fenari Ali Efendi tarafından derviş tekkesine dönüştürülmüş ve daha sonra da zamanın tanınmış ve saygın hocalarından Şeyh İsa tarafından kullanılmış. “Fenari İsa” adı bu iki din bilginine ithafen verilmiştir. İstanbul'un bu güzel semti bir dönem de Langa bostanları olarak anılmış ve Fetih ten sonra yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. 

Bu yazı 9225 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum