-
Necmettin Aslan
Tarih: 19-12-2025 10:26:00
Güncelleme: 19-12-2025 10:26:00
Burası İstanbul Ama Memleket Ardahan
İstanbul’dayım. Betonun gölgesi uzun, zaman hızlı, kalabalık hiç bitmiyor. Sabah vapur iskelelerinde başlayan telaş, akşam metrolarında üst üste binen yorgunlukla son buluyor. Herkes bir yere yetişme derdinde. Ama bütün bu koşuşturmanın ortasında, insanın içinden bir ses usulca fısıldıyor: Burası İstanbul ama memleket Ardahan…
İstanbul, insanı içine çeken bir mıknatıs gibi. İş var, okul var, umut var. Var da var. Ama ne tuhaftır ki, bu “çokluk” insanın içindeki “eksikliği” daha görünür kılıyor. Kalabalıklar içinde yalnızlaşmak tam da bu şehrin marifeti. O anlarda akla ilk düşen yer, doğup büyüdüğün topraklar oluyor. Çünkü insan en çok yorulduğunda, en çok köklerini özlüyor.
Ardahan…
Bir kelimeden ibaret değil; bir duruş, bir hafıza. Sert kışıyla insanı sabra alıştıran, kısa yazıyla kıymet bilmeyi öğreten bir memleket. Orada zaman ağır ağır akar ama insanın içi rahattır. Kapılar kilitlenmeden uyunur, komşu komşunun halini sormadan geçmez. İstanbul’da saatler ilerler, Ardahan’da mevsimler konuşur.
İstanbul’da gökyüzü bile aceleci. Binaların arasından kendine zor yer bulur. Ardahan’da ise gök geniştir; bakınca insanın içi açılır. Belki de bu yüzden, İstanbul’da ne kadar yükselirsek yükselip ne kadar kalabalığa karışırsak karışalım, bir yanımız hep memlekette kalır. Çünkü insan, kendini en güvende hissettiği yeri “memleket” diye tanımlar.
Burada, İstanbul’da, herkes biraz “gurbette”dir aslında. Aynı apartmanda yıllarca oturup birbirinin adını bilmeyen insanlar var. Ardahan’da ise bir yabancı gelse, önce kim olduğu değil, aç mı tok mu olduğu sorulur. İşte fark tam da burada başlar. Şehir büyüdükçe insan küçülür; memleket küçüldükçe insan büyür.
İstanbul insana çok şey öğretir: mücadeleyi, ayakta kalmayı, pes etmemeyi… Ama Ardahan insana başka bir şey öğretir: insan kalmayı. Belki de bu yüzden, İstanbul’da ne kadar tutunursak tutunalım, içimizdeki memleket hasreti hiç bitmez. Bir türküde, bir koku da, bir kar manzarasında ansızın ortaya çıkar.
Sonuçta şunu anlıyor insan:
İstanbul ekmek kapısı olabilir, hayatın gerçeği olabilir ama memleket bambaşkadır. Çünkü memleket, insanın adını söylemeden tanındığı yerdir.
Evet, burası İstanbul.
Ama memleket hâlâ Ardahan.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Hayallerin Peşinden Gitmekten Asla Vazgeçme, Çünkü Onlar Seni Sen Yapar
- Kür’ün Anlattığı Coğrafya
- Kar Yağışı Ancak Bu Kadar Yakışır Bir Memlekete Ardahan
- Bülbül Güle, Karga Çöplüğe Götürür
- Ardahan’da Çocukluk Yıllarım
- “Başarı Tesadüf Değil, Emek İster!”
- Ardahan Çıldır Kaşlıkaya Köyünde Eyüpoğlu Ailesi: Geçmişten Geleceğe Uzanan Bir İz
- Ne Kadar Değerli Olduğunuz Değil, Nasıl Değerli Olabileceğinizdir
- İnsanı farklı yapan, affettikleri; güçlü yapan, sabrettikleri; kendisi yapan ise vazgeçtikleridir…
- 24 Kasım Öğretmenler Günü “Benim Okuduğum Okuldaki Öğretmenlerim
- Hayatın Masalı: Uzunluğuyla Değil, Anlamıyla Güzel
- Karanlıkta Yıldızları Görmek İçin, Gözlerinizi Açık Tutmalısınız
FACEBOOK YORUM
Yorum