-
Necmettin Aslan
Tarih: 16-10-2025 12:12:00
Güncelleme: 16-10-2025 12:24:00
Ardahan’da Gençlik: Büyümek, Üşümek ve Aşık Olmak
Ardahan… Doğu’nun uç köşelerinde, rüzgârıyla, karıyla, insanıyla ruhumu şekillendiren şehir. Şimdi geriye dönüp baktığımda, gençliğimin büyük bir kısmını burada geçirdiğimi görüyorum; üşüyen elleri, kalbimi hızlandıran ilk aşkları ve hayatı öğrenmeye başladığım o uzun kış gecelerini…
Çocukluğum, bozkırın genişliğiyle birleşen taşlı patikalarda geçti. Yaz akşamları güneş ufka yaklaştığında gökyüzü turuncuya boyanır, biz top oynar, kuşların cıvıltısı ile kahkahalarımız birbirine karışırdı.
Bir gün, en yakın arkadaşım la çalıların arasına saklanan bir tavşanı yakalamaya çalışmıştık. Tavşan kaçtı, biz düştük; dizlerimiz kanadı ama eve geldiğimizde annem yaralarımızı sardı, babam gözleri parlayarak “Bir gün doğa sizi büyütecek” dedi. O an fark ettim; Ardahan’da büyümek sadece oyun oynamak değil, sabretmeyi, emeğin değerini ve doğayla uyum içinde olmayı öğrenmekmiş.
Kış, Ardahan’da öğretmendir. İlkokulda bir sabah, ellerim öyle üşümüştü ki, parmaklarımı hareket ettiremiyordum. Sobanın başına koşarken, rüzgâr saçlarımı savuruyor, kar ayaklarımı ıslatıyordu. Babam “Az kaldı, sabret” demişti; sözleri içimi ısıttı.
Bir başka kış günü, kar fırtınasında köy yolunda yürürken küçük kardeşim düştü ve ağlamaya başladı. Ellerimi onun ellerine bastım; birbirimizi ısıtmaya çalıştık. Ardahan’da üşümek sadece bedeni değil, ruhu da olgunlaştırır. Üşüyen bir el, sıcak bir çayın, dost sohbetinin, küçük tebessümlerin değerini öğretir.
Gençliğim, Ardahan’ın ağır akan zamanında geçti. Lisede arkadaşlarla köy kahvesine gider, yaylaların serin akşamlarında hayaller kurardık.
Bir gün, arkadaşım la göle balık tutmaya gitmiştik. Tekne devrildi, suya düşerken birbirimize gülerek bağırdık. O an fark ettim ki küçük anlar, hayatın en değerli hatıralarıdır. Arkadaş gülümser, bir bakış atar… Ardahan sabrı ve basit mutlulukları öğretir. Bir arkadaşın gülümsemesi, en soğuk kışı bile unutturur.
Ve aşk… İlk aşkım, o karla kaplı sokaklarda başladı. El ele yürürken üşüyen ellerimizi birbirimize sürterdik. Rüzgâr kulaklarımızı keserken, kalbimiz hızla çarpardı.
Bir akşam kar fırtınasında karşıdan karşıya geçerken elini tuttum. Kısa bir bakış, sessiz bir tebessüm… O an Ardahan’ın kışının bile sıcak olabileceğini hissettim. Basit bir bakış, sade bir dokunuş, Ardahan aşkının en derin hatırasıdır. Kar taneleri yüzümüze çarpar, biz birbirimize sarılır, rüzgârın şiddeti bile unutulurdu.
Şimdi dönüp bakınca, Ardahan sadece bir şehir değil; bir yaşam biçimi, bir öğretmendir. Büyüdüğüm, üşüdüğüm, aşık olduğum ve gençliğimin izlerini bıraktığım yer.
Köy yollarında koşturan çocuklar, soba başında sıcak çaylarını yudumlayan aileler, karla kaplı sokaklarda el ele yürüyen gençler… Her biri Ardahan’ı ruhumda yaşatıyor. Gözlerimi kapatınca kar fırtınasında yürüdüğümüz patikalar, rüzgârla savrulan saçlar, sobanın sıcaklığı ve ilk aşkın heyecanı gözlerimin önüne gelir.
Ardahan’da gençlik; üşüyen eller, sıcak çaylar ve ilk aşk… Hepsi bir araya geldiğinde insanı hem olgunlaştırır hem de unutulmaz bir hazine bırakır. Ve bu şehirden nereye giderseniz gidin, Ardahan’ın rüzgârı, karı ve anıları hep ruhunuzda yaşamaya devam eder.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Doğru Yerde Değerini Bulmak
- Dünya: Masum Bir Çiçek mi, Yoksa Kudretli Bir Fırtına mı?
- Bir Yüreğin Ardahan’a Sığdığı Günler
- Gölge Değil, Rehber Olan İnsan
- Ağlama Ey Cân, Dağların Yazdığı Şiirdir Yüreklerimiz
- Kızını Oynatıp Para İsteyen Baba Kılıklı Cani!
- Naber Bebiș Sendromu: Sahnede Kahkaha, Sokakta Kıyamet
- Sahte Karakolun Gerçek Hikâyesi
- Ben Çıldır Gölü...
- İnsanın Gerçek Değeri: Elde Ettikleri mi,? Yoksa Vazgeçtikleri mi?
- Ardahan’da Göç: Tarihsel, Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Boyutları
- 1071 Malazgirt Zaferi: Anadolu’nun Kapılarının Türklere Açılışı
FACEBOOK YORUM
Yorum