içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

İnsanlar Unutulur, Ferhat Karakoçlar Unutulmaz

Ferhat KARAKOÇ’U 40 Gününde anmak Hayat, bir varmış, bir yokmuş yaşıyoruz işte...

Kimisi yedisinde, kimisi yirmi ikisinde, kimisi yetmişinde fani hayata elveda diyor.. Kimi yaşadığı müddette arkasından dua bırakıyor, kimide arkasında beddua bırakıyor.. Hayat işte insanoğlu değilmi? Aslında ölümlere alıştık. Yada öyle davranıyoruz.

Fakat ani ölümler birde genç yaşta oldu mu işte o zaman yürekleri yakıyor! Tam 40 gün önce yüreklerimizi yakan, bizleri hüzne boğan Ferhat Karakoç' u henüz gençliğinin baharında ebediyete uğurladık. Uğurladık uğurlamasına fakat unutamadık... Bu kısa ömrüne ne güzel işler sığdırmış, gönüllere girmiş..

O gönüller Ferhat'ı son yolculuğuna uğurlarken o kadar kalabalıktı ki, caminin içi, dışı ve önü sevenlerinle doluydu. Cami bahçesinden caddelere, oradan kabristana uzanan sevgi seli vardı, gözyaşı ve dualar vardı. Ağıtlar bulutlara ulaşmıştı. Tam diyecektim ‘‘Bu kadar sevenin varken, nereye gidiyorsun daha 22 yaşındasın umutların vardı, ideallerin vardı, hayallerin vardı...

Ama beni duyamayacağı için konuşamadım. İşte vakitsiz gelen ölüm Ferhat’ın yapacağı yardımları yarı yolda bırakmıştı Bu zamansız ayrılış karşısında bütün yakınları arkadaşları ve çevresinde şaşkınlık ve çaresizlik vardı. Sınıf arkadaşları, ani olmuştu aslında sözün bittiği yerdi. Çünkü ölüm hiç yakışmadı Ferhat’a, Emanet gibi duruyordu üzerinde sanki. Annesi “Beni nereye bırakıp gidiyorsun? Ölüm sana hiç yakışmadı” Sen kalk ben öleyim dedi. Feryat etti. Ama Ferhat’ı durduramadı. Esenyurt Üniversitesi Son sınıf öğrencisi. Yarını Aydınlatma Derneği Yönetim Kurulu üyesi, görevini yaparken ama hayatını yardım severliğe büründürmüştü.

Nerede yardımı muhtaç bir öğrenci ve yardımı muhtaç birisi varsa Ferhat KARAKOÇ arada biterdi. Ama bütün yardımları yarı yolda kaldı. Sevgili okurlar Kuşkusuz anasından babasından ayıran bir acı hikâyeyi sizlerle paylaşmak istedim. Hani bir söz varya “herkesin bir acısı var durur içerisinde” Ardahan İli Göle ilçesinin Arpaşen Köyünün İşadamı Yakup KARAKOÇ’un oğlu Ferhat KARAKOÇ, 22 Yaşında trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ardından tam 40 gün geçti, ama acılar halen taze. Ferhat benim akrabamın oğluydu.

Hepimizin O yüreğini yakan acının etrafında dolaşırken Annesi ve Babasının ağıtla karışık sözlerini dinlerken tam ateş çemberine girip acıyı yüreğimin derinlerinde hissederken bu yazıyı kaleme aldım.

Yardım sever, çevresini ve yakınların seven gülen yüzünü eksik etmeyen Yarını Aydınlatma Derneği Yönetim Kurulu üyesi Ferhat KARAKOÇ, tatil için gittiği Fethiye’de geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmesinden sonra Sevenleri, dost, arkadaş ve hemşehrileri 40 gündür yaslarını halen sürdürüyorlar. Anası oğlum rüya gördüm, rüyamda sen kaza yapmışsın gitme demişti, Ferhat ise ecel adres sormaz bulduğu yerde götürür demişti. Şildi annesi Ferhat’ı Ve Durduramadığı için kendisine hayıflanıyor. Annesi, Senin o bıcır bıcır hallerini şakalarını kendi güleç yüzün gibi hep güldürürdün çevreni yakınlarını, neşe saçardın etrafına. O sabah uyandığımda öldüğünü duyacağımı bilseydim, inan ki uyanmazdım. Ama bu son şakanı hiç sevmedim Ferhatım haberin olsun...

Ağlattın bizleri, ağlattın tüm sevdiklerini ağıt yakarak acısını dillendiriyor. Genç yaşta oğlunu kaybeden acılı baba Yakup Karakoç ve Gözü yaşlı annesi Songül karakoç oğluma doyamadım, hiç bir gencin Babalarının önünde gölgeleri eksilmesin diyip dua ediyorlar. Yarını Aydınlatma Derneği yöneticileri biz Ferhat’ı öldürmeyeceğiz, Arkadaşımızı ölümsüzleştireceğiz. Belki Doğduğu memleketine bir kütüphane açacağız diye arkadaşlık görevlerini bilincinde olduğunu söylüyorlar.

Acı anlatmakla bitiremeyiz. Ailesi Allah sevdiği kulu götürüp deyip inançlarına sarılıp "Allah’ım bize Peygamber Efendimizin sabrından ver diyerek sabır edip ayakta durmaya çalışıyorlar. Şimdi Karakoç ailesinde gözyaşları kurudu ama. acı dim dik duruyor. Her gün birisini vuruyor. Zaman zaman Ferhat’ın anası yöresel ağıtlarla kendini avutuyor. Derinin oylumuna Kuş konar yaylımına Gel Ferhatım Görüşelim Geldik yol ayrımına Ateş düştüğü yeri yakar ya,

Acıyı dağa vermişler dağ kabul etmemiş. Ve insanoğlunu vermişler. İşte Acının dili olsa da konuşsa. Ferhat’ın acısının büyüklüğünü herkes görse. Acı bir rahvan atı gibidir sahibini alır götürür bilinmeyen yerlere Acı bir tutkal gibidir yapıştı mı insanın vücuduna etini koparmadan çekip gitmez Evet Ferhat biz de seni hiç unutmayacağız unutturmayacağız..

Bu yazı 6040 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum