içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Saffet Kaya Geliyor

Bu dönem ki Ardahan Milletvekilleri çok rahat. Eski tabirle “sallabaşını al maaşını”. Ardahan için fazla kafa yoran yok. Ardahanlılar da artık bu duruma alıştıkları için öyle eskisi gibi vekilleri rahatsız etmiyorlar. O sebeple hemşerilerin çoğu vekillerden umudunu kesmiş gibi. Çünkü milletvekilleri, ne doğru dürüst vatandaşın işini takip ediyorlar, ne de Ardahan’ın genel sorunları ile alakadar oluyorlar. Onun için, vekillerin arayan ve soranı her geçen gün daha da azalıyor. 

Ancak son yıllarda adı seçilmiş olsa bile TBMM’ye giden milletvekillerine ya da yerel idarelere seçilen başkanlara bakıldığında, durum atanmışlardan farklı değildir. Onlar da, tıpkı memurlar gibi üstlerinden aldıkları talimatlarla, belli bir disiplin içinde hareket ediyorlar. Tıpkı bizim milletvekillerinin yaptıkları gibi. Ardahan milletvekilleri tam atanmışlar kategorisinde bulunuyorlar.

Başka bir ifade ile Ardahan’ın Milletvekillerinin halk iradesi ile seçildikleri ne yazık ki söylenemez. Hükümet ve halk nezdinde bir ağırlıkları olmadığı gibi Ardahan’ı koruma iradesi de göstermiyorlar. O sebeple Ardahan adeta temsilcisizdir.

Mevcut milletvekillerinin halka yönelik icraatları; vatandaşlara gereksiz mesajlar göndermek, içi boş söylemlerle iş yapıyor görünmek, yapmadıkları işleri ya da başkasının yaptığı hizmetleri yapmış gibi yansıtmaktan başka bir şey yoktur.

O nedenle eski CHP milletvekili de dahil olmak üzere Ardahan milletvekillerinin ikisi de atanmışlardan farksızdır, yapma güçleri çok yetersizdir. Çünkü AK Parti milletvekili Sayın Erdoğan tarafından, CHP eski milletvekili ise aynı şekilde Sayın Kılıçdaroğlu tarafından adeta tayin edilmişlerdir.

Bu demektir ki Ardahan sadece Genel başkana güveniyor, dolayısıyla kimi aday gösterirse halk ona oy verir ve verecektir. Milletvekillerimiz ve başkanlar da bunu farkında oldukları için halktan çok parti başkanının gözüne girmenin gayreti içindedirler.

Sonuç olarak mevcut milletvekilleri, adeta atama gibi göreve geldikleri için halka karşı bir sorumluluk duymuyorlar. Onlar bu şekliyle devam etseler bile parti başkanını tarafından yeniden aday gösterildiklerinde seçileceklerine inandıkları için kimseye eyvallah etmiyorlar.


Nitekim Milletvekillerimizin Ardahan ve Ardahanlıların sorun ve sıkıntılarından uzak durmaları bunun açık bir göstergesidir. Ardahan yıkılsa bile onların umurlarında olmadığı gibi, Ardahan’a şükran borçları da bulunmuyor. Niye Ardahan’a borcu olsun ki istenmeyen bir adaya sadece benim partimin adayı diye oy verip, istemediğimiz adayı milletvekili seçip sonra sızlanmanın ne faydası var ki. 


Esasına bakılırsa Ardahan halkı da onlara değil parti başkanına oy vermiştir, Genel merkez onları aday gösterdiği için rahatlıkla seçilmişlerdir. 

Halkımız Futbol takımı tutar gibi parti tutup sonra şikâyet etmesi de partiler neznil de kabul görmüyor. Bir dönem yanıldın oy verdin peki 2.,3. Dönem neden oy verirsin ki? Halkımız bir dönem seçtiği milletvekilinden beklenen başarı ve özveri gelmezse 2. Dönem aynı kişiyi Parti genel merkezi aday yapsa bile, halkımız oy vermeyerek parti başkanı ve genel merkezine tepkisini göstermiş olacaktı. Ama bugüne kadar yapamadık.

✔ "Miş" gibi yapa yapa sorunlar çözülebiliyor olsaydı, ne güzeldi; ama olmuyor.

Yoksa aslında “miş” gibi yaptığımız için mi bunlar tekrar ediyor?

Ehli bir doktor seçilmeden, teşhis konulmadan tedaviye girişilir mi?

Hele hele yanlış doktor ve teşhisle tedaviden başarı elde etme şansı olabilir mi?

Biz işte bu noktadayız. Ehil bir doktor aramadan, teşhis koymaya niyetlenmeden tedaviye girişiyoruz, daha da kötüsü kimi zaman da yanlış doktorla teşhis koyup tedaviye ta baştan yanlış başlıyoruz.

Sonuç, hasta komaya giriyor!

Şimdi Ardahan komada, yanlış vekil ve yanlış tedavi seçerek bu haldeyiz.

Ardahan’ın mevcut milletvekillerinin uyguladıkları bu strateji hemşerilerimizin çok gücüne gidiyor. Çünkü önceki dönemlerde bir hemşerimiz Ankara’ya gittiğinde, o dönem milletvekili Sayın Saffet Kaya tarafından TBMM giriş kapılarına kendisi ile görüşmek isteyen randevusuz bekletmeden alın talimatı vererek, hem itibar görüyordu, hem de işi görülüyordu.

Aynı şekilde Ankara’da çalışan bürokratlar da bir sıkıntı yaşadıklarında, Sayın Saffet Kaya hemen devreye girer onların sıkıntılarını giderirlerdi. Onun için geçmiş dönemlerde milletvekili, Sayın Saffet Kaya Ardahanlılar için adeta birer kalkan işlevi görüyorlardı.

Ardahan milletvekili Sayın Saffet Kaya’nın odaları dolup taşardı adeta, kendi odasının harici başka milletvekillerinin de odasını kullanırdı. Çok sıkı bir ilişki vardı Kaya ile halk arasında. Vatandaşların makul talepleri ile anında alakadar olurdu, ayrıca yemek yemeden göndermezdi. Telefon ettikleri yerlere gidildiğinde, orada çok sıcak karşılanıp itibar görüyordu Ardahanlılar.

Ardahan ve Ardahanlılara karşı bir haksızlık yapıldığında, Saffet Kaya ortalığı titretirdi, Saffet Kaya geliyor dendiği vakit bakanlar ve bürokrasi ayakta karşılardı. Bürokrasi birikimi ile tanınan bir kişilikti ve Ardahan’ı layıkıyla temsil ediyordu.

Saffet Kaya, samimiyetle çalışan, herkesin güvendiği Ardahan’ın her bölgesi ile aynı oranda alakadar olan, mütevazi ve bir o kadar da alçak gönüllü idi.

Ardahan’a halel gelmemesi için çok çaba göstermişti, ( KIYAK EMEKLİLİK için tek ret oyu vermiş milletvekilimizdir. ) yaptığı yasa çalışmaları ile de Türkiye için adeta bir marka olmuştu.

O nedenle Saffet Kaya’nın dönemini düşündükçe, şimdikilerle mukayese etmek gerçekten çok zor. Kabul etmek gerekir ki mevcut milletvekilleri Ardahan’ı temsil etmede yetersiz kalıyorlar. Her biri alt kademeden yetkisi az birer memur gibi, halkın da çok uzağında duruyorlar. 

Belki de tamamen halk iradesi ile milletvekili seçilmiş olsalardı böyle davranmazlardı. Çünkü ne halka karşı bir minnetleri var, ne de hesap verme gibi bir sorumlulukları... Halk da bunu bildiği için, onlardan fazla bir şey beklemiyor.

Bu durum Ardahanlı için çok üzücüdür. Türkiye’de bilinen bir gerçek var ki, milletvekilleri istedikleri vakit meşru olan her işi başarabilir, takibe aldıkları işleri rahatlıkla sonuçlandırabilirler. Ama işi yapmak istemedikleri zaman ise “ Cumhurbaşkanı iş takibini yasaklamış, söylüyoruz yapmıyorlar” diyerek geçiştiriyorlar.

Ankara’daki Ardahanlı bürokratların tamamı milletvekillerin gözleri önünde tek tek harcandı, hiç birinin sesi çıkmadı. Bu nasıl bir acımasızlık anlaşılır gibi değil. Bu haksızlıklara neden müdahale etmiyorsunuz diye sorulduğunda ise, “ söylüyoruz yapmıyorlar” diyorlar ya da biri birlerini suçluyorlar.

Bütün bunlar gösteriyor ki Ardahan milletvekillerinin ikisi de kesinlikle Ardahanlı bürokrat istemiyor. Çünkü Bürokratların daha sonra aday olmalarından endişe duydukları için, yeni bürokrat tayin etmedikleri gibi eski bürokratları da bir, bir tasfiye edilmelerine göz yumuyorlar.

GÜNÜN SÖZÜ

İnsan olmak bir niteliktir. Bu yüzden azalıp çoğalabilir… 

Kim daha fazla insansa, daha fazla dertlidir.

Bu yazı 136926 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum