Mülazım KARA

BU GÖZLER BUNLARI GÖRDÜ 

 

GEREKTİĞİNDE HAKSIZLIĞA DUR DEMESİNİ BİLEN BİR SAFFET KAYA’MIZ VAR

 

Gözü olan bakar… Bakar da görmesi farklıdır; kimisi kimisinin güzel gördüğünü çirkin görür, kimisi de kimisinin çirkin gördüğünü güzel görür…

 

Kulağı olan duyar… Duyar da, duyması farklıdır; kimisi kimisinin güzel duyduğunu çirkin duyar, kimisi de kimisinin çirkin duyduğunu güzel duyar…

 

Eli olan tutar… Tutar da tutması farlıdır; kimisi kimisinin sıkı tuttuğu eli gevşek tutar, kimisi de kimisinin gevşek tuttuğu eli sıkı tutar…

 

Ayağı olan yürür… Yürür de yürümesi farklıdır; kimisi kimisinin doğru adımlarını yanlış olarak yorumlar, kimisi de kimisinin yanlış adımlarını doğru olarak değerlendirir…

 

Yani bakış insandan insana değişir, her durumda… Oysa doğru ‘TEK’tir ve kimseye göre de değişmemesi gerekir…

 

Hani bir söz vardır, dilimizde: “Buyurun, buradan yakın!” diye…

 

Aklı yeten de konuşuyor, yetmeden de konuşuyor.

 

Susması gerekenler, susmuyor; konuşmaması gerekenler de konuşuyor…

 

Saffet Kaya’yı sözde eleştiriyorlar.. 

 

Aslında, kendi siyasi beklentin doğrultusunda eleştirmeye, çalışmakla, Saffet Kaya’nın yaptıklarını basitleştirmeye çalışarak kendi benimsediği siyasi görüşü duyurmaya çalıştığını zannedenler kendi kişiliklerinden ödün verdiğinin farkında değiller. 

 

Onlara şunu soruyorum; toplum için bugüne kadar PARTİ AYIRMADAN ARDAHAN’DAN MİLLETVEKİLİ olmuşlardan BİR tanesi kendi imkânları şu köyümüzün çeşmesini yaptı ve halkımızın şu sorununu kendi imkânı ile yapmış mıdır?

 

Peki, bunları yapanın yaptığını aşağılamak, basitleştirmek hangi hakkaniyete uygundur. 

 

Sayın Saffet Kaya’yı eleştirenlere soruyorum. Ardahan halkına bir gram yararın mı oldu?

 

Senin beğendiğin siyasetçi ve siyasetçiler ne yaptığını bir anlat ta ARDAHAN HALKI bilsin..

 

Hangi başarı öyküleri var?

 

Biz insanoğlu her şeyi çok çabuk unutan zatlarız.

 

Sayın Saffet Kaya kendi parası ile suyu olmayan köylerin suyunu sondaj yaparak çıkartması taktire şayan bir özveri saygınlık olduğunu gidin su çıkan köylülerden öğrenin ve biraz utanın… 

 

Neymiş neden yapılanları yazıyorsunuz diye soruyorlar? Böyle örnek davranışları topluma duyurarak, diğer milletvekili olanları ve parası olup onun üstüne yatanları hayırlara teşvik etmek olduğunu niye düşünemezler ki acaba?

 

Sadece konuşuyoruz…

 

Hiç düşündünüz mü? 

 

Bir birey olarak ne yaptınız, ne gibi bir katkıda bulundunuz? Gösterdiğiniz nasıl bir çabanız var? Birilerinin ağzı ile konuşmaktan başka

 

Kendinize sorun, Ardahan’a halkına bir gram yararın mı oldu?

 

Aslına bakarsanız öncelikle yapacağımız şey kendimizi eleştirmek… Yapılan yanlışları, hataları, davranışları… 

 

Ama nerde birisi sizi eleştirmeye kalksa çıldırıp, pençelerimizi çıkarıyor ve ona saldırıyoruz!..

 

İnsan bilmediği bir şeyi nasıl eleştirir, ya siz hizmet yapmayı öğrenmeden karalamayı öğrenmişsiniz...

Son olarak; siyaseti lâyığıyla yapan, milletin, halkın, köylünün, esnafın, yetimin hakkını çata çat arayan soran, hakkaniyetli, adaletsizliği kabul etmeyen, Kıyak emekliliği kabul etmeyen 550 MİLLETVEKİLİNDEN SADECE BİRİ ODA ARDAHAN MİLLETVEKİLİ SAFFET KAYA’DIR. 2 yıl milletvekilliği yaptığı için emekli olabilecek iken, kıyak emekliği haksızlık, adaletsizlik olarak görerek, 7 yıl ekstra prim ödeyerek 7 yıl sonra emekli olmuş olmasın tek doğru bu insanın hayata bakışını erdemli duruş örneğidir. 

 

Gerektiğinde haksızlığa DUR demesini bilen bir SAFFET KAYA’mız var. 

 

2015 Haziran seçimlerinde adaylıktan çekilmesi için Başbakanlar, Bakanlar, İstanbul Büyük Şehir belediye başkanı diğerleri tarafından önüne serilen her türlü avantaj ve unvanı elinin tersi ile iterek, o kadar baskı karşısında onurlu duruşu ile seçimden çekilmemiştir. 

 

Gerçekten özü sözü doğru, Allah’tan başka kimseden korkmayan, insanların gözüne girmek için sözlü ve fiili yalana başvurmayan, buna ihtiyaç hissetmeyen bir deneyimli Ardahan’ın lideri, bu zamanda azdan azdır. Bulunca da yapışıp bırakmamak gerekir.

 

Herhangi birinin senden nefret etmesinin asıl nedeni; senin gibi olmak istediği halde asla senin gibi olamayacağını bilmesidir.

 

Bu gözler bunları da gördü. Sayılarının artması dileğiyle...

                                                                                                

Mülazım Kara