H.Müjgan Görmüş Algül İlahiyatçı sosyolog

Cennetten bir köşe olan, sebebi varlığım, cânım memleketim; ata yurdum Ardahan’da Saffet Kaya ismini bilmeyen yoktur.  Tam bir memleket ve halk aşığı bir siyaset emekçisidir.

Saffet Kaya’yı ilk gördüğümde Ardahan’da, azimle üniversite hedefine koşan, boyundan büyük hayalleri olan heyecanlı bir lise son sınıf öğrencisi idim.
Seçim çalışması için; köy köy, mahalle mahalle, hâne hâne dolanan vekil adayımızı babam evimize yemeğe davet etmişti. Saffet beyin evimize teşrif edecek olması o gün evde tatlı bir telaş ve koşturmacaya vesile olmuştu. Saffet bey beraberindeki bir kaç yakın çalışma arkadaşıyla geldiklerinde, tarif edemediğim fakat net bir şekilde hissettiğim bir enerji hâresinin eve dolduğunu hatırlıyorum. Sağlam duruşlu, insana güven veren bakışları olan, tatlı-sert bir adam girdi içeri. Herkesle tek tek sarılarak selamlaştı. Daha ilk anda tevazuuna hayran kalmıştım. 
Seçimler bitti ve sayın Kaya’yı, beklenildiği gibi Ardahanlıları temsilen Büyük Millet Meclisi’ne uğurladık.
Ben, seçimlerden hemen sonra emeklerimin karşılığını almış bir öğrenci olarak üniversite okumak için İstanbul’a geldim. 
Hayatında hiç büyükşehir görmemiş bir Anadolu çocuğu olarak sudan çıkmış balık gibiydim.                          Ne bir tanıdık vardı. Ne terekemde yatak-yorgan.. Ne bir eşya, ne de doğru dürüst para. Anadolu’dan okumaya gelmiş öğrencilerin pek çoğunun durumu ne ise, o işte. 
Öğrenciye destek olabileceği söylenen ne kadar kurum varsa başvuruyordum. Harıl harıl burs arıyordum.
Ama yok! Bir türlü açılmıyordu nasip kapıları!.
Ardahanlıyız ya!. Her başı sıkışan Ardahanlı nereye giderse ben de oraya gitmeye karar verdim. 
Vekilimiz, Saffet Kaya’nın İstanbul’daki ofisine…
Herhangi bir randevu almadan gitmiştim. Sekreter hanım nezâketle
-“Çok beklersiniz” dedi.
-“Önemli değil beklerim” dedim.
Ofise girdiğimde öğle saatleriydi. İçerisi kalabalık. Gelen-giden hiç bitmiyor. Nerdeyse gün dönmüş, akşam olmak üzereyken nihayet beni çağırdılar. Saffet bey beni kapının önünde karşıladı. Elini omzuma koyarak içten bir sıcaklıkla; 
-“Gel bakalım yeğenim” dedi. Bana elleriyle ikramlarda bulundu. Okulumu ve öğrenci evinde kaç kişi olduğumuzu sordu. Heyecandan dilim damağım kurumuştu ama tek tek anlattım. Sabırla dinledi sağ olsun. 
Yalnızca bana değil, hepsi benim gibi gariban olan tüm ev arkadaşlarımıza burs verdi. Yoksul öğrenci evimizin masasını, sandalyesini, ranzasını, yatağını ve pek çok eşyasını almamıza yardım etti. Uğurlarken, “Her başın sıkıştığında teklifsiz gel, beklerim” dedi. Eve dönerken içim içime sığmıyordu.
Tüm öğrencilik yıllarımızda bize yârenlik eden o eşyaları, bizde başka gariban öğrencilere devrettik. 
Kendinizi garip, çaresiz ve kimsesiz hissettiğinizde; içten gülümseyen bir yüzün, güçlü bir elin size uzanması ne kadar kıymetlidir bilir misiniz?! 
O gün omzuma koyduğunuz o eli ben hiç unutmadım sayın Vekilim.
O el bana; acımasız, öğütücü dev bir değirmen gibi gelen büyükşehirde cesaret, azim, sebatla tutunmayı ve başarmayı öğretti. Bana o gün gösterdiğiniz samimiyetiniz, güler yüz ve babacan tavrınız ve yardımlarınızı her daim minnet ve şükranla andım/andık sayın Vekilim.
***
Biliyorum ki, Saffet Kaya’nın elini omzuna koymadığı, sıkıntısına çare için çaba sarf etmediği çok az Ardahanlı vardır. Onun samimiyeti herkese bir şekilde ulaşmıştır. 
Saffet Kaya, siyaset kurumunun -maalesef sayıları pek az olan- mütevâzi, özverili, çalışkan, üreten vefâlı bir mensubudur.  İsmi geçtiğinde (hangi partiden olursa olsun)  gıpta ve hürmetle anıldığına onlarca kez şahit olmuşumdur. 
Tam bir memleket sevdalısıdır. O, Ardahan’ın taşına, toprağına, çiçeğine, börtü-böceğine sevgiyle yaklaşmış, her gönle dokunmayı bilmiştir. Ardahan’da siyasetten bahsedilirken “Saffet Kaya’dan öncesi ve sonrası” diye anılır.
Serhat şehri memleketimin her bir köşesinde birbirinden kıymetli pek çok eseri vardır. Ardahan’a hizmet etmeyi kendine ülkü edinmiş, bunun için gece gündüz çalışmıştır. Sayılamayacak kadar çok olan bu eserler ancak memleketine derin bir sevgi ile bağlı olan bir yürek ile yapılabilecek şeylerdir.
Saffet bey tüm çalışmalarını herhangi bir siyasi fark ve renk gözetmeden, merkezde insanın olduğu;  “insana hizmet hakka hizmettir” düsturuyla yapar. 
Siyasetinin partiler üstü olduğunu hem Ardahanlılar hem de Ankara’da herkes bilir. 
Onun kapısı da, sofrası da her daim açıktır. Meclis’te en çok ziyaret edilen, en çok misafir ağırlayan ve vatandaşların sorunlarına çözüm üreten vekillerden olarak bilinir. Hemşerileri onunla konuşurken, dertleşirken fikir sorarken hangi partiden olduğuna bakmadığını, “Hemşerilerinin Saffet Kaya’sı” olduğunu bilirler. O, herkesin Saffet ağabeyidir. 
Tamamen fıtrî olan babacan tavrı, onu güvenilir ve saygın kılar. 
Genel seçimlerde kamuoyu, vekilini seçerken oyunu tercih ettiği partinin gösterdiği ancak tanımadığı adaya verirdi. Saffet Kaya’nın aktif siyasete atılmasıyla birlikte Ardahan’da oylar kişilere verilir oldu. 
Ardahan ismini Ankara’ya/merkeze taşıyan sayın Kaya birçok hizmeti ilimize özel çabalarıyla getirmiştir. 
Ardahan’da bugün, hizmetlerinin kıymeti yıllar geçtikçe daha iyi anlaşılıyor.
Biricik kızının düğününde birbirinden farklı dünya görüşü olan o kadar insanın davetine icabet etmesi haklı bir gurur tablosudur. Temizseniz, çalışkansanız, onurluysanız, almadan çok, vermenin değerli olduğunu yaşayarak ve yaşatarak gösterirseniz her toplumda saygı görürsünüz
O; Ardahan’ın şansı, bizim gururumuz, memleketimin temiz çalışkan yüzü, siyaseti sevenlerin idolüdür.  
Siyaset kulvarında acizâne emek veren bir yeğenin olarak manevi gölgeni üzerimde hep hissettim. Şahsıma kattığınız değeri ve benim için kıymetli bir öncü önder olduğunuz gerçeğini paylaşmaya devam edeceğim. 
İyi ki varsın Dayıcığım! 
Bana bu gururu yaşattığın için çok teşekkür ederim.  Saygı ve hürmetlerimle