içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Ardahan ın Türkiye'deki Silüetinin Ressamı Saffet Kaya

Siyaset denilince herkesin aklında bazı şeyler canlanıyordur şüphesiz. Herkesin kendi doğruları ve kendince yapılması gerekenler vardır. Günümüzde insanlar siyaseti paraya, mevkiye, saygınlığa ve daha birçok bireysel kazanıma giden bir yol olarak görüyorlar. Fakat Saffet Kaya için siyaset bu yolun tamamen dışında ve nevi şahsına münhasır bir istikamette ilerliyor. ‘Politikanın sizi götürdüğü yere gitmeyin. Patika olmayan yerlerde yürüyün.’ sözünü W. Pitt kuşkuya yer yok ki Saffet Kaya niteliğindeki değer sahibi, özgün ve herkesçe öykünen doğruları bulunan, haksızlıklar karşısında kim olursa olsun birlikte doğruyu arayan ve karşısındaki insanın toplumun hangi zümresinden olursa olsun derdini dinleyip o dertle dertlenen ve çözüm arayan bir devlet adamı için söylemiştir.

    Saffet Kaya; siyasetin içinde geçirdiği onlarca yıla rağmen mevki, makam sahibi olmanın tabi sonucu olarak görülen yine kendi deyimiyle ‘enaniyet sahibi’ olan siyasetçilere evrilmek şöyle dursun; tamamen kendi benliğinden vazgeçen, kendi maddi kaynaklarını dahi ülkesini, Ardahan’ını ayağa kaldırmak için sonuna kadar kullanmaktan geri durmayan ve karşısındaki kişinin toplumun en alt sınıfında ya da en üst sınıfında olduğuna bakmaksızın derdini dinleyen ve derdiyle dertlenen öyle ki kendi ailesini dahi yer yer ihmal edip halkını merkeze alan bir gönül adamına dönüşmüştür. 

    Makam sahibi olmanın insana getirdiği bu nakis değişimin tecessümü yine şüphe yok ki beraberinde getirdiği maddi güç ve saygınlıktan kaynaklanıyor. Bu noktada W. Scott’un ‘Paranın öldürdüğü ruh kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır.’ sözü de bana yine bu kişisel değişimin sebeplerinden birini ortaya koyma fırsatı veriyor. Saffet Kaya ise makamın getirilerinden bireysel faydalanmanın ne demek olduğunu kati bir şekilde tanımamıştır. Çünkü o makamı bir alma kapısındansa verme kapısı, bireysel kazanç odağındansa toplumsal kazanç odağı ve dahi kendini ululaştırmaktan ziyade insanı ululaştırma makamı olarak değerlendirmektidir ve yine Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki devlet de yaşasın.’ sözünü hayatına tatbik etmiştir.

    Saffet Kaya bütün bu muazzam devlet adamlığı niteliğinin yanı sıra kendine hayran bırakan bir karaktere de sahiptir. Kendi adıma hayat anlamında rol model aldığım ve karakter olarak kendi kabımı doldurmaya çalıştığım müşahhas bir örnektir aynı zamanda benim için. Saffet Kaya’nın odasında ‘Vekilim sizin bir gün bile moraliniz bozuk olmaz mı? Her daim bizim dertlerimizle dertleniyorsunuz.’ gibi lafları da onu tanıma fırsatına sahip olmuş olanlarınız çokça işitmişsinizdir. Mütemadiyen halkının menfaati için hiçbir karşılık olmaksızın çalışan, kendisine karşı iyilik de bariz bir şekilde kötülük de yapılsa sineye çekip yine yardım elini uzatan ve yine tek bir menfaati olmaksızın kendi ekmeğini paylaşan içinde bulunduğumuz dönemde bunun tekrar altını çizmek istiyorum kendi ekmeğini paylaşan ve bunları tamamen beklentisiz bir şekilde yapan bir insandır Saffet Kaya. İşte böyle halis bir karakterden her şeyden öte benim gibi genç insanlar ziyadesiyle istifade etmelidir.

    Kendisini ve benim üzerindeki tesirini sayfalarca dahi anlatsam yine bir yönü eksik kalacaktır. Bütün bunların yanında Saffet Kaya’ya her daim yanımızda olduğu için ve bizlere değer verip kendisini tanıma fırsatı tanıdığı için ömrümün sonuna kadar müteşekkir olacağım. Bizlerin kalbi olarak yegane tevvecühü de her daim kendisine olacaktır. Onu tanıma fırsatına nail olmuş insanların kalbinde sarsılmaz bir taht kurduğunu da hakkında sarf edilen bütün sözlerden anlayabilirsiniz.

 

Dr. Burkay Budak   

Bu yazı 136186 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum