Av. Muhammed Faruk Görmüş

Memleket Meselesini Cenk Meydanı Eylemek

Ülkenin en kuzey doğusunda, Mayıs 1992’de kurulan küçük ama köklü bir şehir Ardahan. Köklü diyoruz çünkü kökü eski Türklere, 600lü yıllara dayanır. Türkler Anadolu’ya Ardahan’dan Kıpçak akınlarıyla girmiş dersek belki iddialı olabilir ama haksız da sayılmayız. 

Serhat şehir olarak yüzyıllarca Anadolu’nun doğu bekçisi olan Ardahan’ın Rus işgalinde kalması da elbette kabul edilir değildi. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ağzından Ardahan’ın Türkiye’ye katılması şöyle anlatılmıştı; 

Nihayet 23 Şubat 1921 de verdiğimiz kat’i bir ültimatom üzerine Ardahan, Artvin ve Batum’un tarafımızdan işgaline muvafakat olundu. Bu yerlerde, Türkiye’ye iltihakını sabırsızlıkla bekliyen halkın alkışları içinde işgal keyfiyeti vaki oldu. 

Bugün Ardahan Türkiye’mizin en küçük şehirlerinden biri. Zorlu kara kışı sebebiyle de en zor yaşanan şehirlerinden elbette. Yazları memleketlerine giden köy öğretmenlerinin Ardahan’da toprağı göremeden, ayaklarını çimene değemeden memleketlerine gittiği söylenir. Tüm bu zorluklar içerisinde var olmaya çalışan, temiz, şefkatli, vefalı bir halkı vardır Ardahan’ın. Evliya Çelebi’nin dediği gibi “Ardahan ahalisi mümin, sünnet ehli ve garip dostu insanlardır”.   

***  

Şehirlerin ruhu vardır. Yetiştirdiklerinin karakterlerinde sirayet eder bu ruh. Ve şehir neye ihtiyacı varsa onu doğurur. İşte Saffet Kaya böyle bir iklimin çocuğu olarak doğmuştur. Pek tabii bir serhat şehrin ruhu da tüm ülke kadardır. Bu sebeple Saffet Kaya, ruh sorumluluğunun gereği kendisini bütün bir ülkeyi düşünmekle mükellef kılmış, bütün bir ülke de Saffet Kaya’ya yüreğini açmıştır.

Her hemşerisinin gönlünde adı gibi temizlikle, paklıkla, halislikle anılır Saffet Kaya. Her konuk olduğu sofraya kendinden bir tat, bir lezzet katmıştır. Eskilerin tabiriyle “üslub-u beyan, ayniyle insan” bir kişiliktir. Gönlünden geçen, düşünden geçen neyse dilinden dökülen odur. 

Siyasetin aracı sözdür evet ama tek başına yeterli değildir. Bazı hasletler gereklidir. Kalıcı olmak için değil değer kazanarak kalıcı olmak için. Temiz bir kalp, sonsuz memleket sevgisi ve daha reçete edemeyeceğimiz pek çok özellik. Bunlardan birisi, benim için en değerlilerinden birisi de memleket meselesini er meydanı görüp cepheye gönüllü olmaktır. Bir ülke şahit olmuştur ki Sn. Saffet Kaya cepheden geri durmak şöyle dursun yeni cepheler açan yiğit bir gönül adamıdır. Bu sebeple Sn. Saffet Kaya’yı dikkatle izleyenler gittiği yere bakarak savaşın cephesini tayin edebilir. 

Sn. Saffet Kaya’nın siyasete kattıkları düşünülünce neden her kesimden insanın kendisine muhabbet beslediği de anlaşılır. Yılgı nedir bilmeyen, sürekli yeni cepheler gözleyen Saffet Kaya bizim gibi gençler için çok önemli bir menzildir. O hemşerilerinin alın akı, gurur kaynağıdır. Evimizin bir odası da mecliste kapısı hep açık odasıdır.   

Hayırlı ve uzun ömürler diliyorum. Saygı ve hürmetlerimle,