Adem Bulut

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ben Erzurum'lu bir ailenin sekiz çocuğundan biri  olarak Rize'nin Ardeşen ilçesinde doğdum. Babam orada çay fabrikasında mevsimlik işçi olarak çalışıyordu. Emekli olduktan sonra Bursa'ya yerleştik. Tabi epey sıkıntılarımız oldu buralarda. Bir türlü alışamadık büyükşehire. Her işte çalıştık çabaladık çok şükür ALLAH'tan başka kimseye muhtaç olmadan geçimimizi sağlamaya çalıştık. Bu dünyada bir dikili ağacımız olmadı belki fakat gurur duyacağımız bir çok şey oldu hayatımızda. İşte bu gurur duyduklarımızın en önemlilerinden biriydi Saffet KAYA.

          
           Kendisini hiç tanımıyordum ve ismini hiç duymamıştım. Belki bizim ayıbımızdı böylesine kocaman yürekli ve yanına gelen yardım isteyen her kim olursa olsun o kocaman kalbine sığdıran nadide bir insanı tanımamış olmak, belkide bu mükemmel insanı bizlere ve yeni nesillere tanıtmamış olanlarındı bu ayıp. Ama MEVLA nasip etti ve kendisiyle tanıştım. Ama ne tanışmak. Daha ilk kez telefonda sesini duyduğumda ne diyeceğimi şaşırdım. Tok bir ses tonu ile "Alo buyurun" diye açtı telefonu. Öyle bir ses tonu ki, babacanmı babacan, samimimi samimi, insanın içine güven veren, arkanızda bir dağ olduğunu hissettiren bir ses tonu. Yemin ederim sesini duyunca heyecandan elimin ayağımın titrediğini söyleyebilirim. Düşünün ki ülkemiz için çok önemli hizmetlerde bulunmuş bir devlet adamı  ile konuşuyorsunuz ve daha telefon ikinciye çalmadan karşıdan size cevap veriliyor. Belki çoğu "bu çok normal bir durum" diyebilir ama hiç de öyle normal bir durum falan değil. Hele de benim gibi sıradan bir vatandaş için. Çünkü maalesef ülkemizde daha dernek başkanlarına, partilerin il, ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına ulaşamadığımız siyaset aleminde bir millet vekiline telefonla ulaşıyorsunuz. Hemde ülkemizin zirvesinde büyük görevler yapmış bir millet vekiline. Sorunlarınızla öyle bir ilgileniyor ki, bütün o bilinen "o bir devlet adamı normal sıradan bir insan değilki ona öyle kolay kolay ulaşamayız" tabusunu adeta yerle yeksan ediyor bu adam. İşte bu millet vekilinin devlet adamının adıdır Saffet KAYA.

Yeğenimin bir okul işi vardı. Öyle bir sıkıntıya düştük ki anlatamam. Birşeyler yapıp çocuğumuzun okul hayatını heba etmemeliydik. Yoksa koskoca bir senesi boşa gidecekti öğrencimizin. Kime gidelim nasıl edelim diye kara kara düşünürken şans eseri sosyal medyadan sayın vekilimiz Saffet KAYA'yı karşıma çıkardı RABBİM. Sosyal medya sayfasında telefon numarasını gördüm. Önce inanmadım doğal olarak tabi. Kendi kendime "yahu koskoca bir millet vekili kendi telefon numarasını yazar mı böyle platformlara. Veya kendi numarası değildir" diye düşünmeye başladım kara kara. Ama son çareydi benim için. İmkansızdı belki ama son çareydi. Aradım o numarayı ve yukarıdaki yazımda da anlattığım olaylar birebir gerçekleşti. Derdimi ona birbir anlattım. Beni büyük bir sabırla dinledi telefonda. Bana kendisi bizzat;
-Tamam Adem kardeşim ben konuyla alakalı danışmanıma bilgi vereceğim o sizi yarın arayacak dedi. Ben de kendisine teşekkür ettim ve konuşmamızı bitirdik. Ben tabi yine biraz karamsar düşünerek kendi kendime "tamam konuştuk ama koskoca bir vekil, o kadar meselelerin arasında bir benimi aklında tutupta danışmanına yarın arattıracak" diye düşünmeye başladım.  Şimdi sıkı durun ve olaya bakın siz. Daha onunla konuştuktan sonra aradan on dakika bile geçmemişti ki pat diye telefonum çalındı. Bilmediğim bende kayıtlı olmayan bir numara arıyor beni. Telefonu açtım karşıdan gelen son derece hanım hanım bir ses tonu ile;
- Alo Adem bey ile mi görüşüyorum. Diye sordu. 
- Evet buyurun benim. Dedim.
- Vekilimiz Saffet KAYA'nın danışmanı Yeliz ben. Dedi.
O an şaşırdım, inanamadım nasıl olurdu bu. Halbuki vekilim bana "Danışmanım seni yarın arayacak" demişti. Oysaki on dakika bile geçmemişti aradan ve Yeliz hanım beni aramıştı. Kendisine gerekli bilgileri verdim tabi. Yeliz hanım bana;
- Siz hiç merak etmeyin konuyla ilgileneceğiz ve her ne gerekiyorsa yapacağız. Dedi.
Ve yaptılarda. Birebir bizim işimizle yakından ilgilendiler. Ama öyle böyle ilgilenmek değildi bu. Bir yandan danışman Yeliz hanım beni arayıp bilgilendiriyor bir yandan sayın vekilim beni arayıp soruyor. İşte o zaman dedim ki kendi kendime;
- Saffet KAYA öyle normal bir millet vekillerinden, o ulaşılamaz dediğimiz devlet adamlarından değilmiş. Dedim.

Sonra kendisini bütün sosyal medya hesaplarından takip etmeye ve onun hayatını araştırmaya başladım. Paylaşımlarına yaptığım bütün yorumlarımı okuyor ve beğeniyordu. Sadece benim değil bütün yorumları birebir kendi okuyup beğeniyordu. Ben de artık onunla ilgili paylaşımlar yapıyor onu yakından takip ediyordum. İnsanların sorunlarıyla sıkıntılarıyla birebir ilgilenen  böyle bir devlet adamının var olduğunu bütün herkese duyurmak istiyordum. Davet edildiği bütün programlarda gittiği heryerde milletin olağanüstü sevgisiyle karşılanan bu koca yürekli güzel insanı herkesin bilmesini ve diğer siyasetçilerin de onu örnek almasını istiyordum. Vekilimizle ilgili o kadar paylaşımlar yaptım ki artık herkes beni arayıp akraban mı diye soruyordu. Bende kendisiyle haklı olarak gurur duyduğum için "evet akrabam" diyordum.

          Birgün beni Bursa'da çok değerli bir iş adamı olan Taner BULUT hocam aradı ve bana;
- Adem kardeşim sen bizim Saffet KAYA'yı nerden tanıyorsun. Ben seni Erzurum'lu biliyordum yoksa Ardahan'lımısın ben yanlış mı biliyorum. Akrabamıyız yoksa. Diye sordu. Ben de kendisine; 
- Hayır hocam sizin de dediğiniz gibi ben Erzurum'luyum. Dedim.
- Ee o zaman sendeki bu Saffet KAYA sevgisi nedir sende böyle nerden tanıyorsun. Diye sordu. 
Ben de başımdan geçen olayları birbir anlattım Taner hocama. Kendisi bana;
- Saffet KAYA öyle bir insandır ki yıllardır ömrünü memleketinin sorunlarına adamış bir insandır. Yıllardır aldığı millet vekili maaşının tek bir kuruşuna dokunmadan her ay memleketin değişik köylerine mahallelerine bağışlar. Dedi. 
İnanamadım nasıl olurdu bu. Nasıl bir memleket aşkıydı bu. Nasıl bir millet aşkıydı bu. Nasıl bir devlet adamlığıydı bu. Nasıl bir yürekti nasıl bir sevgiydi bu. Ömrünü böylesine  memleketine milletine admış başka bir devlet adamı daha var mıydı acaba.

Yine birgün sevgili Taner BULUT hocam beni arayarak;
- Adem kardeşim vekilimiz Saffet KAYA derneğimizin davetlisi olarak Bursa'ya gelecekler. Eğer müsaitsen sende gel. Dedi. Bende bir heyecan bir heyecan sormayın. Taner hocama;
- Tamam hocam çok teşekkür ederim mutlaka orada olacağım. Dedim. 
Tabi birkaç gün sonra vekilimiz Saffet KAYA'nın davet edildiği yere gittim. Olağanüstü bir kalabalık vardı. Daha içeri girer girmez vekilimizin konuşma yaptığını gördüm. Yer bulmak ne mümkün. Hemen üst kata çıktım ve vekilimizi tam karşıdan görebileceğim bir yere oturdum. Düşünsenize sevdiğiniz takip ettiğiniz hayranı olduğunuz  adam tam karşınızda. Hem ona bakıyorum hem fotoğraflarını çekiyorum. Bir yandan da onunla fotoğraf çekilmek istiyorum ama kendi kendime "acaba fotoğraf çekilebilirmiyiz ki" diyorum. Etrafı öyle kalabalık ki fırsat bulup nasıl fotoğraf çekilebilirim elini öpebilirim diye düşünüyorum bir yandanda. Kürsüye konuşma yapmak için çıkan herkes onu methediyor. Ondan öylesine övgüyle bahsediyorlar ki inanamazsınız. Bu kadar sevilen sayılan bir insanın bu kadar alçak gönüllü olması bu kadar hoşgörülü olması ne kadar mükemmel biri olduğunu gösteriyordu zaten. Vekilimiz ilerleyen saatlerde yavaş yavaş oradan ayrılırken ben de yanımdaki arkadaşıma "haydi kardeşim kalk Saffet KAYA vekilimiz gitmeden fotoğraf çekilelim" dedim. Yanına gittim herkes onunla fotoğraf çekilmek için sıraya girmiş. Herkesle fotoğraf çekiliyor ve birbir hal hatır soruyordu. Nihayet sıra bana geldi. Aylardır beklediğim an gelip çatmıştı sonunda. Öyle heyecanlıydım ki anlatamam. Lütfen şimdi bu detaya çok dikkat edin. Tamam Saffet KAYA vekilimiz herkesin sorunlarıyla ilgileniyor dedik ama bu kadar mı olur diyeceğimiz bir olay ile karşı karşıyaydım o an. Beni hiç tanımıyordu vekilimiz. Hiç de görmemişti. Sadece kendisiyle telefonda konuşmuştuk ve ben kendisini sosyal medyadan takip ediyordum hepsi bu. Ama meğer hepsi bu değilmiş işte.

Tam fotoğraf çekilme sırası bana gelmişti. Ben heyecanlı bir şekilde eline eğildim. Tabi baba adam elini öptürmedi. Sıkıca elimi tuttu ve gözlerime bakarak;
- Vay Ademim nasılsın kardeşim. Yaptığın yorumları okuyorum ve çok duygulanıyorum. Yüreğine sağlık kardeşim. Dedi. 
Kulaklarıma inanamadım. Dedimya kendisi beni hiç tanımaz bilmez ve görmemiştir. Sadece telefonda konuşmuştuk ve sosyal medyadan kendisini takip edip ben de herkes gibi paylaşımlarına yorum yapıyordum o kadar. Meğer o kadar değilmiş. Meğer Saffet KAYA öyle normal kendini ulaşılmaz zırhına bürümüş bir siyasetçi değilmiş. Meğer Saffet KAYA sırf öyle desinler için meydanlarda görüntü olsun diye reklam olsun diye dolaşan davetlere katılan bir siyasetçi değilmiş. Meğer Saffet KAYA kendi işlerini halletirmek için siyaset yapan normal bir siyasetçi değilmiş. 

       Meğer Saffet KAYA adam gibi adammış. Meğer kendini memleketine milletine devletine adamış bir adammış. Ben bunları birebir yakından gördüm ve şahit oldum. Keşke bütün siyaset adamlarımız Saffet KAYA gibi olsalar. Keşke bütün siyasetçilerimiz de Saffet KAYA vekilimiz gibi ömrünü hayatını memleketin milletin meseleleri için adasalar. Herkesin dediği gibi yok böyle bir siyaset adamı. Gerçekten de yok. Sadece Ardahan'lılar için değil Türkiye'mizin neresinden olursa olsun  her bir insan için gözünü budaktan sakınmadan yılmadan usanmadan hizmet aşkıyla yanıp tutuşan bir kalp taşıyan adamdır Saffet KAYA. Ben ve ailem her namazımızın ardından hiç kimseyi ayırt etmeksizin herkese yaptığı iyilikler için kendisine dua ediyoruz. RABBİM işini gücünü rast getirsin. Yüce ALLAH yar ve yardımcısı olsun İNŞALLAH...

    Ve naçizane sayın vekilimizin kendisi için yazdığım şiirlerden birini de  sizlerle  paylaşmak istiyorum...

SAFFET KAYA 

     Candır Saffet KAYA sevinçtir coşkudur
     Aşıktır memleketine vatan maşukudur
     Her kim vardıysa darda sıkıntıda olan
     Orada oldu kendisi düşenin dostudur

     Daha önce görülmemişti böyle siyasetçi
     Bütün memleket insanına hep destekçi
     O kendinisini hiç görmedi yükseklerde 
     Hep milletinin yanındaydı olduhizmetçi

     Hiç usanmadı yılmadı hizmet aşkından
     Hoşlanmaz kesinlikle mevki makamdan
     Her kim kötü konuştuysa hakkında onun
     Nasıl pişman oldu önüne baktı sonradan
         
      Bir devletlü düşünün ki herkes seve saya
      Öyle bir edep var ki onda hem de haya
      O nereye gitse bütün sevenleri orada
      İşte böyle bir adam gibi adamın adıdır 
      Saffet KAYA 

      Adem BULUT      

     Saygı ve sevgilerimle...